A.B.D. halkının yarısı iklim değişikliğine inanmıyor. Dünyada ve ülkemizde de durumun farklı olduğunu sanmıyorum. İklim değişikliği var diyenlerin de çoğu neden kaynaklandığını bilmiyor veya bilse bile umursamıyor, bu çok büyük mesele konusunda herhangi bir şey yapmıyor. Neticede İklim değişikliğini araştıran az sayıda bilim insanı ve farkındalığı olan insan dışında pek önemseyen de yok.
Öncelikle ‘iklim değişikliği’ bir inanç meselesi değil; pozitif bilimle, ölçümle kanıtlanan bir gerçekleşen olay; ? Dünya genelinde uzun yılların ortalama sıcaklıklarında artış var. o 2018 Temmuz ayında tüm dünya çapında sıcaklık rekorları kırılıyor; İngiltere’de, Kanada’da 37 derece ile tarihin rekorları kırılıyor o İsveç’te aşırı sıcaklardan kuruyan meralar ve ormanlarda uzaydan rahatça izlenebilen devasa yangınlar çıktı. o Atina’da kırsal alanda başlayan yangınlar şehre ulaşınca 70’in üzerinde insan yanarak öldü. o Ülkemizin tüm bölgelerinde sıcaklıklarda artış var. o Örnek; 20 yıl önce Bursa’da yazları nadiren 30 derece üzerine çıkarken, bugünlerde yazları sıcaklıklar 30 derecenin altına düşmüyor. ? Bazı bölgeler gittikçe kuraklaşırken, bazı bölgeler de aşırı derecede yağış alıyor. o Tüm dünya çapında farklı bölgelerde anormal yağışlar, seller, toprak kaymaları yaşanıyor. o Ülkemiz genelinde bahar yağışlarında azalma var. Ama bazen yerel olarak aşırı yağışlarda sel ve toprak kaymaları yaşıyoruz. ? Afetlerde sayı ve şiddet olarak üstel artışlar var. o Hortumlar, kasırgalar, aşırı yağışlar, depremler, volkanik aktivite… hepsinde artışlar yaşanıyor. o Fırtına, kasırgalar devasa boyutlara ulaşıyor çok büyük zararlara neden oluyor.
Bunların hepsi gördüğümüz, ölçüm yaptığımız, arşivlediğimiz olaylar. Bilim insanları geçmişte kayıt altına alınanlarla karşılaştırıp farklılıkları bulur. İklimlerde bazen anormal durumlar meydana gelebilir, geçmiş verilere bakınca bu anormal durumların sıklığı da görülebilir. 50 yılda, 100 yılda bir meydana gelebilecek büyük fırtına veya yağışlar işte böyle anormal durumlardır, geçmişte olmuştur ama nadiren. Şimdilerde bu tür anormal olaylar aynı bölgelerde hemen her yıl yaşanmaya başladı – ölçümlerle bu değişimi gözlemliyoruz.
Kırsalda, doğa içinde yaşayan herkes bir değişim içinde olduğumuzun farkında; 10-15 yıl öncesiyle karşılaştırınca şimdilerde çok garip şeyler oluyor. Anormal yağışlar, dolu, hortumlar yanında aniden bastıran aşırı sıcaklar…
İklim değişikliği bir gerçek, bu değişim dünya çapında şu anda artan bir hızda ilerlemekte – yani daha kısa sürede daha fazla, ciddi etkilerini göreceğiz. Rus ruleti gibi, ne zaman kime nasıl vuracağını bilmediğimiz fekaletler zincirleri gelmeye devam edecek.
Hıristiyan bir ülkede afet olunca, ‘oh olsun’ diyebilen vicdansız, cahil insan; bugün orada masum bebeler, insanlar can verirken, bize vurduğunda onlar da bize ‘oh olsun’ mu desinler? Farkında mısınız hepimiz aynı gemideyiz (aynı ve tek bir dünya üzerinde aynı havayı soluyoruz, aynı sudan içiyoruz…); yangın var, birbirimizle didişmek sadece hepimize felaket getirir; oysa birlikte yangını söndürmeye çaba göstermeliyiz!
İklim Değişikliğinin Sebebi Ne?
Biz insanlarız.
Temel yaşam kaynaklarımızı (temiz hava, temiz su, temiz toprak, temiz gıda gibi) sağlayan doğanın, dünyamızın sınırları var. Sınırlı temiz su, sınırlı orman, sınırlı toprak gibi. İnsanlık olarak nüfusumuz hızla artarken, sınırlı doğal kaynakları da hızla tüketmeye devam ediyoruz – bu durum sürdürülemez çünkü önce doğanın denge ve döngüleri bozulmaya başlar, bozalan dengeler nedeniyle normal dışı afetler hız kazanır. Sonra yereldeki doğal ekosistemler hastalanır, bozulur, canlı türleri ya yokolur, ya da göçebilenler göçer ve ekosistemler çökmeye başlar – bu domino etkisi gibi çoğalır ve en nihayetinde bu yeryüzünde bildiğimiz yaşam düzeni çöker. Dünya tarihinde defalarca böyle dönemler yaşanmış ve her çöküş sonrasında doğa uzun yıllar içinde tekrar yeni bir döngüye, dengeye varmış ve yeni yaşam türleri gelişmiştir. Neticede gitmekte olduğumuz yol doğru değil – bu yolda ilerledikçe bolluk, bereket, refahın da geleceği yok. İnsandan çok daha güçlü olan doğa, kendisine zarar verildikçe tepkisini artırıyor ve asıl bolluğun bu yol olmadığı konusunda sürekli bizleri uyarıyor.
Çözüm;
Bizleriz.
? Doğanın bir parçası olduğumuzu, ? Doğanın bizler için çok değerli hizmetler yürüttüğünü (temel yaşam kaynaklarımızı meydana getirir), ? Bu hizmetleri yerine getirebilmesi için doğal ekosistemlerin korunması, bozulanlarının iyileştirilmesi gerektiğini, ? Gelecek nesillere daha bereketli, canlı bir doğa, dünya bırakmaya gayret etmemiz gerektiğini, ? Doğa ile ahenk içinde, doğal kaynakları sürdürülebilir bir şekilde kullanarak, insanlık olarak sürdürülebilir bir yaşama doğru dönüşmemiz gerektiğini farketmeli ve Problemin bir parçası olmak yerine çözümün bir parçası olmaya hep birlikte çaba göstermeye başlamalıyız. Ancak artan sayıda insan farkedip, elinden geldiğince çaba göstermeye başlarsa umut yeşerecek, değişim/dönüşüm ihtimali artacak.
Dünyayı değiştiremem ama kendim ve ailem için faydalı şeyler yapabilirim.
Mutfağınıza temiz/doğal gıda temini ile başlayın, çevrenizde benzer düşüncedeki insanlarla organize olun, temiz gıda toplulukları meydana getirin. Kendi doğal gıdanızı ürettiğiniz bahçeler kurun – terasta, balkonda bile bahçecilik yapabilirsiniz. Kırsalda temiz gıda üretenleri destekleyin. Kırsalın geçimine destek olursunuz, kırsalda bu tür çalışmalar yapmak isteyenlere yeni imkanlar açılabilir.
Çaba gösterme niyeti olunca adım adım yapabileceğiniz birçok faydalı çalışma olduğunu göreceksiniz; ? Enerjinizi güneş ve rüzgardan üretip enerji sarfiyat ve maliyetlerinizi düşürebilirsiniz. ? Bir sonraki evinizi doğal yapı malzemeleri ve pasif solar tasarımla yapıp inşaat ve işletme maliyetlerini düşürebilir ve sağlıklı, keyifli yaşam alanları kurabilirsiniz. ? Atıkları dönüştürürken para da kazanabilirsiniz; solucanlarla değerli kompost gübre oluşturma işi gibi. ? Tüketici olmak yerine üretici, dönüştürücü olabilirsiniz.
Daha güzel günler için hep birlikte…